-
1 bilgi edinmek
v. obtain information, be informed -
2 bilgi edinmek
хэгъэшIэн -
3 bilgi edinmek
to get information, to obtain information -
4 bilgi
bilgi s1) Wissen nt, Kenntnisse pl\bilgi edinmek Kenntnisse erwerben, sich Wissen aneignen2) (biçim \bilgisi) Lehre f3) Auskunft f (üzerine/hakkında über), Information f (üzerine/hakkında über)\bilgi edinmek sich informierenbiri hakkında \bilgi istemek um Auskunft über jdn bittenbirine \bilgi vermek jdm (eine) Auskunft geben4) (\bilgi transferi) Daten pl -
5 edinmek
vt1) ( iktisap etmek) erwerben, sich aneignenbilgi \edinmek Kenntnisse erwerben, sich Wissen aneignenkötü alışkanlıklar \edinmek sich schlechte Gewohnheiten aneignen2) ( kazanmak) gewinnendost \edinmek Freunde gewinnen -
6 edinmek
В де́лать свои́м, приобрета́ть, обзаводи́ться; овладева́ть, усва́иватьadet edinmek — привы́кнуть (к чему-л.), приобрести́ какую-л. привы́чку
bilgi edinmek — приобрести́ зна́ния
dost edinmek — обзавести́сь друзья́ми
fikir edinmek — получи́ть представле́ние о чём
-
7 edinmek
завести́* * *-iприобрета́ть, обзаводи́ться; овладева́тьbilgi edinmek — приобрета́ть зна́ния
dost edinmek — обзавести́сь друзья́ми
-
8 bilgi
зна́ние (с) све́дение (с)* * *зна́ние, све́дения, информа́цияbilgiler elde etmek — добыва́ть све́дения
bilgi edinmek — а) получа́ть све́дения; б) получа́ть зна́ния
bilgi vermek — информи́ровать
-
9 bilgi
"1. knowledge. 2. information; data. - bankası comp. data bank. - edinmek to be informed; to obtain information. - erişim comp. information retrieval. - erişim dizgesi comp. information retrieval system. - işlem comp. data processing, information processing. - kuramı epistemology." -
10 informatie inwinnen
bilgi edinmek -
11 erkundigen
bilgi edinmek -
12 informieren
bilgi edinmekbilgi vermekhaberdar etmek -
13 nachfragen
bilgi almakbilgi edinmek -
14 öğrenmek
1. بحث [بَحَثَ]Anlamı: bilgi edinmek2. تثقف [تَثَقَّفَ]Anlamı: bilgi edinmek3. تدارس [تَدَارَسَ]Anlamı: bilgi edinmek4. تعلم [تَعَلَّمَ]Anlamı: bilgi edinmek5. درس [دَرَسَ]Anlamı: bilgi edinmek -
15 ознакомляться
несов.; сов. - ознако́митьсяbilgi edinmek / almak; fikir edinmek ( получать представление)ознакоми́ться с обстано́вкой — durum hakkında bilgi edinmek
-
16 تثقف
تَثَقَّفَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. aydınlanmak3. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek4. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmek -
17 знакомиться
tanışmak; bilgi edinmek,incelemek* * *несов.; сов. - познакоми́ться1) (с кем-л.) tanışmak2) (с чем-л.) bilgi edinmek; incelemekзнако́миться с го́родом — şehri gezmek
-
18 познавать
несов.; сов. - позна́ть1) kavramak, bilgi edinmek, öğrenmek; tanımakглубоко́ позна́ть жизнь — hayatı derinlemesine kavramak
познава́ть зако́ны приро́ды — doğa yasaları hakkında bilgi edinmek, doğa yasalarını öğrenmek
позна́ть любо́вь к родно́й земле́ — vatan toprağına olan sevgiyi tanımak
2) tatmakпозна́ть сча́стье — mutluluğu tatmak
-
19 aydınlanmak
1. تثقف [تَثَقَّفَ]2. تنور [تَنَوَّرَ] -
20 получать
несов.; сов. - получи́ть1) врз almak; elde etmek; kavuşmakполуча́ть пи́сьма — mektup almak
получи́ть прика́з — emir almak
на́до получи́ть подро́бные да́нные / све́дения — ayrıntılı bilgiler elde etmek gerek
что получа́ют из не́фти? — petrolden neler elde edilir?
катало́г мо́жно получи́ть беспла́тно — katalog bedelsiz olarak temin edilebilir / sağlanabilir
разреше́ние полу́чено? — izin çıktı mı?
и что ты (от э́того) полу́чишь? — eline ne geçer?
ско́лько (рубле́й) он получа́ет на́ руки? — eline kaç ruble geçer?
обору́дование, кото́рое мы от них получа́ть и́ли (при передаче) — onlardan devraldığımız donatım
получи́ть хоро́ший урожа́й — iyi bir ürün almak / elde etmek
тот, кто бу́дет пе́рвым, полу́чит приз — birinci olana armağan var
дере́вня получи́ла свет / электри́чество — köy elektriğe kavuştu
э́та па́ртия това́ра (уже́) полу́чена — bu parti mal teslim alınmıştır
2) edinmek, görmek, bulmakполуча́ть зна́ния из книг — kitaplardan bilgi edinmek
получи́ть профе́ссию — bir meslek edinmek
получи́ть необходи́мую подде́ржку — gereken desteği görmek
возмо́жность получи́ть вы́сшее образова́ние — yüksek öğrenim yapma olanağı
3) yemekполучи́ть пощёчину — bir şamar yemek
получи́ть удово́льствие — zevk almak
получи́ть три го́да (тюрьмы́) — üç yıl (hapis) yemek
4) разг. tutulmak, olmakполучи́ть на́сморк — nezle olmak
5) kazanmakполуча́ть распростране́ние — yaygınlık kazanmak
получи́ть пра́во на штрафно́й удар — спорт. ceza vuruşu kazanmak
получи́ть примене́ние — kullanılır olmak
эконо́мика получила большо́е разви́тие — ekonomide büyük gelişmeler oldu / kaydedildi
См. также в других словарях:
bilgi edinmek — 1) öğrenmek, bilgi almak Bildiği ahbaplardan Sami Bey hakkında bilgi edinme ve tanışma yolu bulmak. R. H. Karay 2) bir durumu öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi — is. 1) İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat 2) Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti. H. E. Adıvar 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
malumat edinmek — bilgi edinmek, öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
malumat almak — bilgi edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fikir danışmak — bilgi edinmek için bir yetkiliden bilgi almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haberdar olmak — bilgi edinmek, haber almak İbrahim Hocamın da işten haberdar olduğunu iddia edenler oldu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
berâyı malûmât — [ تﺎﻡﻮﻠﻌﻡ یاﺮﺑ ] bilgi edinmek için, bilgi vermek için, bilgi sahibi olmak için … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
duymak — i, ar 1) Bilgi almak, öğrenmek, haber almak Yaptıklarını duydum. 2) İşitmek, ses almak Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor. Y. Z. Ortaç 3) Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek Yüzme denilen mucizeyi ancak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİ'LAM — (İlm. den) Bilgi edinmek için yüksek bir makamdan alt makama sorulma. * Yazı ile bilgi isteme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
anlamak — i 1) Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak Babasının niçin bu kasabayı çok sevdiğini Nevin bir türlü anlayamamıştı. S. F. Abasıyanık 2) Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlanmak — nsz 1) Aydınlık olmak 2) mec. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük